Sözdizim (sentaks)
Sözdiziminde Zazaca bir SOV (özne-nesne-yüklem) dili olarak, bazı İrani ve Hint-Dillerin sahip olduğu
bölünmüş özgeçişliliğe sahiptirEski İrani dönemin sonuna doğru ve orta İrani dönemin başlangıcında
gerçekleşen geçmiş zamanın kuruluş şekliyle çoğu orta İrani dilde, geçmiş zaman edilgen ortaçparticiple perfect passive) soneki -ta- ile oluşturulan fiil çekimin sayesinde meydana gelen biçim-sözcükdizimsel(morphosyntactic) bir fenomen olan bölünmüşergatiflik (özegeçişlilik, split ergativity) bugün de Zazacada varlığını sürdürmektedir311. Yani tüm geçmiş zaman şekillerinde geçişli fiillerde öznenin eğik halde belirtilmesi, nesnenin yalın halde olması, İrani dillerde ayrıca fiilin ergatif alanda da
nesneye göre çekimlenmesi,
örn.
Ez ey anan, o mı ano. “ben onu (eril) getiriyorum, o beni getiriyor”,
geçmiş zamanda ise:
mı o ard, ey ez ardan “ben onu getirdim, o beni getirdi”
şeklinde çekilir.
Orta ve Eski İrani dillerden örneklere bakılırsa, Zazacadaki sistemin o dillerde de varolduğu belirmekte.
Partça:
(az) hawīn abgund-ām „(ben) onları ifşa ediyorum“
man abgust (a)h-ēnd „ben onları ifşa ettim“
Orta Farsça:
an tō xwān-ēm „ben seni çağırıyorum“
man tō xwand-ay „ben seni çağırdım“
Eski Farsça (manā kṛtam-construction):
/ima taya manā kṛta-m/
DEMP.N/A RELPRON.N/A PERSPRON. 1. SG yapmış.PPP N/A
Eski Farsçada ilk izleri beliren özgeçişlilik, bir edilgen çatısı veya şekli değilse de, dilbilgisel yönden
anlaşılması için şu şekilde çevrilebilir: “benden taraf yapılmış (şu) şey”. Yani, cümlede kılıcı (özne, agent)
eğik haldeyken, etkilenen (nesne, patient) yalın halde olup yüklem (fiil) de yalın halde olan nesneye göre
sonek alır. Orta ve bazı Yeni İrani dillerde de bu kural hala –şayet çevre dillerin etkisiyle çekim
paradigmasında sarsılma olmadıysa- geçerlidir. Özgeçişliliğin Hint ve İrani dillerde sadece geçmiş zamanda
işlemesi, yukarıda da belirtildiği gibi, Eski İrani fiil çekim sisteminden ortaç (-ta-) + koşaç şekli çekime
geçmesinden ve bu sistemde cümledeki eyleyenlerin (faillerin) hallerinde ve fiil çekiminde değişiklik
olmasından kaynaklanmaktadır
Sonuç olarak
Dilbilgisi ve dilbilimin bazı kategorilerinden örneklerle, İrani bir dil olan Zazacanın tarihsel evrimine
bakabilme imkânı sunulmaya çalışılmıştır. Dilin birçok alanında olduğu gibi, etimoloji ve dilbilgisinde de ait
olduğu dil grubu ve dil ailesindeki tarihi dillerin sayesinde araştırılacak ve keşfedilebilecek birçok özelliğin
var olduğu ve yapılması gereken dilbilimsel araştırmalarda uzun bir yolun kat edileceği malumdur.
Neticede, elimizde diğer yeni İrani diller dışında Orta (Pehlevi, Partça), Eski İrani (Avesta, Eski Farsça)
dilleri ve Eski Hintçe, Latince, Eski Yunanca, Hititçe gibi diller günümüze belgelenmiş olarak
ulaştırılamasaydı, Zazacanın tarihsel gelişimi hakkında bilgilerin birçoğuna varma şansına sahip
olamayacaktık. Zazacanın akrabası olduğu kırka yakın diğer İrani diller için de elbette aynısı geçerlidir.
Son bir not olarak şunun da söylenmesi gerek ki, Eski ve Orta İrani dillerin dışında kimi Yeni İrani diller
Zazacanın araştırılmasında yardımcı işlevi görmektedir. Örneğin mırd (~ murd) “tok” sözcüğünün köktaşını
Güneydoğu İrani dili Peştuda da bulabiliriz: moṛموړ (eril), maṛé مړه (dişil) “tok”. Veya Zazacadaki yakınlık
belirten işaret zamiri ve bazı zarflarda kullanılan n- ve e- öneki, örn. a : na : ena (~ana) “o, bu, şu (dişil)” 32,
enıka (~ anıka) “aha şimdi”, wına ~ heni : ewına ~ ania “böyle : işte böyle” gibi sistemi, Kuzeydoğu İrani bir
dil olan Yağnobi dilinde de görmekteyiz, örn. iš : nihéš : aniheš “o : bu : şu”.33
32 İşaret zamirlerinde aslen 3 boyutlu yakınlık derecesi belirtilse de (Örn. o, n-o, e-n-o; Türkçede de olduğu gibi o, bu,
şu), genelde kullanılan 2 derece bulunmaktadır. Uzak derece için olanlar 3. şahıs zamirleri o, a, ê’ye denk düşerken,
yakın derece için Kuzey ve Güney-Zazacasında n- önekiyle no, na, nê (yalın hal); ney, nae, ninan (bükünlü hal); bükünlü
halde niteleyici (attributive) işlevinde (n)ê, (n)a, (n)ê, örn. vengê nê heri / heran “bu eşeğin / eşeklerin sesi” iken,
Merkez Zazacasında yakın derece için genelde en- ~ ın- kullanılır. Kuzeyde a-, Güneyde e- eki çok yakın derece için
genelde niteleyici şekilde kullanılır, örn. eno ~ ano lacek “şu oğlan” (Keskin 2010: 10). 33 Dilbilimsel özellikler dışında dildeki bazı sözcüklerin anlam değişmesi, kalıbı veya ifade şekillerinde de eski inanca ve
kültüre dair kalıntılar bulmak mümkündür. Örneğin güneş battığında Kuzey Zazacada gün batımında kullanılan roc şi ko
ro „güneş dağın arkasına gitti“ cümlesinin yanında yaşlı kesimin kullandığı roc şi wertê hurdiyanê xo „güneş
çocuklarının arasına gitti/döndü“ veya,„Roc kı şi ko ra, peyê koo dı ejdarê esto, boynı ano kı vırniya roci bıbırno (…) roc
sıro kı niseno zerg, awkı mesımê, xırabo, gunao! Lêla roc kı erceno, düao bıkerê!“ (Aslan 2011:216) „Güneş battığında,
dağların arkasında bir ejderha var ki boyna güneşin önünü kesmeye çalışır. (…) güneş ufuğa yerleştiğinde su içmeyin,
günahtır! Sabahleyin güneş doğduğundan dualar edin!“. Eski Hint inancında ve dualarında da böyle kalıpları bulmak
mümkün.
zaza dilinde Sözdizim (sentaks)
Views:
Category:
zazaca üzerine makaleler